Bugün BTS’in patronu Bang PD’nin doğum günü…
Bu yazımızda Bang PD (Bang Si-Hyuk) kimdir‘in kısa bir özetini geçtikten sonra BTS ile olan ilişkisi hakkında konuşacağız.
Bang Si-Hyuk, nam-ı diğer Bang PD, bildiğimiz üzere BTS‘in bağlı olduğu Big Hit Entertainment‘ın CEO‘su. 1972 doğumlu Bang PD‘nin kariyerinin ilk kısmına baktığımızda müziğin içinden gelen biri olduğunu görüyoruz. Bang PD lise yıllarında çok parlak bir öğrenciymiş. Kolejde hukuk okumakla müzik kariyerine başlamak arasında kalmış. Dedesi ve lisedeki öğretmenleri kolejde hukuk okuması için bastırırken, Bang PD‘nin annesi oğlunu müzik kariyeri konusunda desteklemiş [Helal sana be annem!]. Böylece Seul Ulusal Üniversitesi Estetik Bölümünde okuyan Bang PD de erken yaşlarda, daha kolej eğitimini sürdürürken söz yazarı ve besteci olarak çıkışını yapıyor [Bang PD bu yüzden, kendisi gibi, profesyonel bir kariyerle müzik arasında kalıp, müziği seçen RM‘i kendisine benzetir derler].
1990’larda Park Jin Young ile tanışıp ortak işler yapmaya başlıyorlar. Daha sonra 1997 yılında Park Jin Young, JYPE adlı şirketi kurunca (daha sonra adını JYP Entertainment olarak değiştiriyor) bu şirkette beste, aranjman ve yapım işlerinde görevli olarak çalışmaya başlıyor. Park Jin Young ve Bang PD‘nin ilk büyük işi g.o.d grubunun çıkış albümü ile gerçekleşiyor. Park Jin Young ana yapımcı ve söz yazarı olarak katkı sağlarken Bang PD enstrümanlar ve müzik kısmını üstleniyor. Grubun “Once Candle” ve “Road” adlı hit şarkılarının aranjmanını da Bang PD üstleniyor. Bu yüzden Bang PD ve Park Jin Young‘a “Hit Maker” yani hit yapıcı takma ismi takılıyor. Böylece 2000‘lerin başında Bang Si-Hyuk‘un lakabı “Hitman Bang (Bang PD-nim)” olmuştu. 2005 yılında JYP Entertainment‘dan ayrılarak kendi firması Big Hit Entertainment‘ı kuran Bang PD, müzik üretme işinden de kopmuş değil. Örneğin BTS’in 2016 yılındaki efsanevi Wings albümünde 6 parçanın söz yazımında katkısı bulunmakta. Az değil hani.
Şimdi esas konumuza dönebilir. Bang PD‘nin en muhteşem işi BTS üyelerini teker teker keşfedip, ardından da bu kadar uyumlu bir ekibi bir araya getirip, çıraklıklarından bu güne kadar getirmesi desek yanlış olmaz herhalde. BTS çıkış yaptığında en büyük üye Jin 21 yaşındayken, en küçük üye Jungkook henüz 15 yaşındaydı. Bu yüzden Bang PD’ye “BTS’in Babası” ünvanı çokça yakıştırılır. Bang PD bu ünvanı benimsemiyor ve bunun için çok güzel iki neden sunuyor bizlere:
Birincisi: “Sanatçılar bir başkası tarafından yaratılamazlar. Biri beni BTS’in babası diye nitelendirdiğinde, o vakit BTS bir ürün, ben de bir üretici konumuna düşüyorum. Bu düşünce benim hayat felsefeme ters düşmekte. Kesinlikle rahat hissetmeyeceğim bir ifade bu”
İkincisi: “BTS’in babası dediğinizde beni yaşlı baba konumuna sokuyorsunuz. Ben henüz bekar bir insanım. Kısmetimi kapatacaksınız bu şekilde nitelendirerek!”.
İlk düşüncesi çok zarif, ikincisi ise gülümsetiyor. Her sene bir iki defa Bang PD’nin sevgilisi mi var haberleri hortlar, sonra unutulur. Kendisi hala bekar.
Bang PD kendini bir babadan çok, özellikle turnelerde Milli Takım Antrenörü gibi hissettiği söylüyor [Fatih Terim havası da yok değil hani]. Ama tam bir baba hassasiyeti gösterdiği husus BTS üyelerine yapılan nefret hareketleri ve saldırılar. Özellikle siber-zorbalık (cyber-bullying) konusunda çok hassas ve sanatçılarını korumak için her türlü önlemi almaktan çekinmeyen bir yapısı var.
Bang PD’nin eleştirildiği bir konu var. O da BTS üyelerini çok fazla çalıştırıp çalıştırmadığı hususu. Bazen gündemde ciddi yer edebiliyor bu konu. Örneğin, 2015’de Japonya turnesinin Kobe kentindeki konserinde Suga ve V‘nin hastanelik oldukları için sahneye çıkamadıklarında (öncesinde de V‘nin hasta hasta performansa zorlandığı konuşulmuştu), ARMY‘nin yoğun eleştiri yağmuru altında kalmıştı Bang PD [Bu olay 2018 yılındaki bir tweet’de tekrar gündeme gelmiş, ilgili tweet yazının hemen altında]. O dönemki BTS dans koreografileri insan-üstü bir performans gerektiriyor gibi gözükür bana hep. Genel olarak da hem karmaşıklık düzeyi, hem de fiziksel yük olarak BTS’in koreografileri hala piyasanın en zorlayıcısı olarak nitelendirilmekte. Anlayacağınız Bang PD, BTS üyelerini zorlamaya devam etti, Amerikalıların “sizi öldürmeyen güçlendirir” düsturunca BTS üyeleri (ara ara yaşadıkları sakatlanmaların dışında) bir şekilde ayakta kalmayı başardılar [Biraz da mental olarak komando motivasyonuna sahip olmaları etkin bunda]. Bu süreç gerçekten de çok ince bir denge üzerinde gitti, hala da gidiyor desek yanlış olmaz sanırım. Yakın tarihten bir örnekte de V‘nin sahnede “dizlerinin çözülüşüne” kadar zorlanmasına ait bir videoyu aşağıda paylaştım. Bu konuyu daha derinlemesinde bir başka yazımızda ele almak üzere burada noktayı koyalım.
Bang PD belki BTS üyelerini mükemmeli yakalamak adına çok zorladı; ama şirketin borsada halka açılma sürecinde de BTS üyelerine haklarını ödemekten imtina etmedi diyebiliriz. Açılış günü her bir BTS üyesine düşen hisse oranın bizim paramızla karşılığı tam 121 Milyon TL‘na denk geliyordu. Bu hareketi onun BTS’i sadece kendi bulup kurduğu bir grup olarak görmediğini, artık onları ciddi birer şirket ortağı olarak gördüğünü göstermekte.
So olarak değinmek istediğim hususi Bang PD‘nin BTS‘in son albümü BE‘de konsept tasarımından, kapak dizaynına, müzikal altyapıdan MV kurgusuna kadar geniş görevler vermesi. İnsan acaba onları ileri de yeni “Hitman“ler olarak da mı hazırlıyor diye düşünmeden edemiyor. Bang PD, bizim çocuklardan kolay kolay vazgeçecek gibi durmuyor.
BTS’in 2015’teki Kobe konseri ile ilgili tweet-dizesi (İçeriği yazımızda özetle aktarıldı):
https://twitter.com/BTS_ARMY_INT/status/1039946297581686787?s=20
Bang-pd hakikaten bizim Fatih Terim’e benziyor.
Ayrıca çok sasiriyorum boyle haberlere nasıl ulasiyorsunuz? EE tabii mesleğiniz.
Bts
jımın benım tae enişteniz ayagınızı denk alın suga,v,jk,jımın,rm uzak durun yapraklarrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
Love